16 Ağustos 2014 Cumartesi

Kişiye özel akademik kadro açılır - iletişim Tunceli Üniversitesi

Mimarlık ve Şehir Planlama bölümüne aranan "fizik doktoralı, kanser ilaçları üzerinde çalışmış" akademisyen ilanını görünce biraz biraz sinirlendim. Başta çok değildi. Sadece fizikten kansere atlayan (atlanmaz diye düşünmüştüm, tez konusunu görene kadar) sonra onda da dikiş tutturamayıp mimarlığa yönelen kişinin bu umarsızca kendine özel ilan açtırabilmesine sinir olmuştum. Böyle bir kariyer yolunu her önüne gelen tutturamaz değil mi? Binde bir falan olsa gerek... Ve merak ettim, bu tek kişinin kim olduğunu.

Haber Radikalden,
Tunceli Üniversitesi tarafından Mimarlık ve Şehir Planlama bölümü için verilen yardımcı doçentlik ilanında, "fizikçi ve kanser ilaçları konusunda çalışma yapmış olma" koşulu yer alıyor.
Konuyla ilgili pek bilgi vermiyor ama Tunceli Üniversitesi'ne ait Pertek Sakine Genç Meslek Yüksekokulu'na tam olarak Fizik alanında doktora yapmış ve kanser ilaçlarının proteinler ve membranlarla etkileşiminin NMR yoluyla incelenmesi konularında çalışmalar yapmış yardımcı doçent arandığını söylüyor. Konu gayet spesifik, görüldüğü gibi mimarlıkla alakasız. Fizik, mimarlıkla ilişkilendirilebilir. Moleküler etkileşimler, beton ve diğer malzemeler için mimarlıkla ilişkilendirilebilir. Peki neden özel olarak bu konuda doktora yapmış birini arasınlar?

Türkiye'de bildiğim kadarıyla her jüriden geçip kabul gören tez, YÖK'ün veri tabanında başlığı, yayım tarihi, yazarı ve benzeri cüzi bilgilerle -yazar isterse tamamıyla(*)- yayımlanıyor. Veri tabanına erişim kolay: https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp

Üniversite, kişi veya konuyu bilmediğimden, gelişmiş taramada anahtar kelime olarak NMR, kanser ve protein yazdım. İlaç etkileşimlerini anlamak için NMR çok iyi bir yöntem. İlaç-reseptör, ilaç-protein, ilaç-molekül arasındaki kısa süreli/sürekli bağlanmaların nerden olduğunu gösteriyor ki bu da hem ilaçı geliştirme açısından hem de hücrede hangi moleküllerin ne işe yaradığını öğrenme açısından kullanışlı bir yöntem. Bu yüzden pek çok sonuçla karşılaşacağımı düşündüm. Fakat karşıma tek bir isim çıktı: Sibel Korunur.



Tez konusunu 2005'ten beri Fizik bölümünde çalıştığı Dicle Üniversitesi'ndeki kendi CV'sinden alıntılıyorum:

Ne büyük bir rastlantı! Fizik bölümünde, tam olarak haberde bahsedilen konuda doktora yapmış TEK BİR KİŞİ.

Kişiye özel ilan vermek tam olarak illegal mi bilemiyorum ama hiç etik olmadığı kesin. Ayrıca ilan verilerek alınacak kişiyi -bana göre- zavallı gösteriyor. Ancak biri torpil geçip ilan verirse kadro bulabilir, kendi başırna başarısız gibi. Ve etikliğinden ötesi: haksızlık. Belli ki üniversitenin öğretim elemanına ihtiyacı var. Ve eminim ki öğrencilerinin iyiliğini ve okulunun prestijini düşünüyor olsalar-dı en iyisinden seçerlerdi, tanıdık olduğunu için hadi alalım denilecek birini değil. En iyisini seçmek çok kolay bir işlem oysa ki, burdaki gibi umarsızca tam olarak kişinin tez konusunu yazma cüreti göstermek gerekmiyor genel başvuruya açık ilanlar vermek. Mimarlık ve Şihir Planlamaya verilen "kanser ilacıylan çalışmış olsun pls" ilanının gülünçlüğüne söyleyebileceğim bişey kalamıyor. Sırf rezillik.

Araştırmaya bir sinirle başladığımdan, ilanın resmi yazısını bulduğumda dahi tam olarak okumamıştım. Twitter'dan Alican'ın uyarısıyla dikkat ettim, ilanların yarısı bariz şekilde kişiye özel.

Mühendislik Fakültesinde daha çok anahtar kelime yazmaları lazımdı, tek bir kişiye indiremedim. Beslenme ve Diyetetik'e alınacak olan kişilerin 3'ünü bulamadım, veteriner aranması dikkatimi çekti fakat emin değilim belki ihtiyaç oluyordur ve gerçek bir ilandır. Aranan dördüncü kişiyi kongre sunumunda (sayfa 185) iki isim geçtiği ve bu isimlerden sadece biri ilanda yazdığı gibi Histoloji-Embriyoloji bölümünden olduğunu için, onu Mine Yaman sanmıştım. Ama Mine Yaman hali hazırda Fırat Üniversitesi'nde Yard. Doç. ve YÖK'teki doktora tezinin ilandakiyle alakası yok. Onun yerine Mine Yaman madem bir hoca onun tez danışmanı olduğu tezleri arattım. Posterde adı geçen ikinci isim çıktı: Tuğba Parlak Ak.


Tam olarak istenildiği gibi...

İktisat ve Edebiyat Fakültelerindeki ilanlara o kadar çok sonuç çıkıyor ki, konuyu bilmediğimden tam olarak hangisini kastetmiş olabileceklerini (!) kestiremiyorum.

Gıda Teknolojisi Bölümüne alınacak kişinin anahtar kelimelerini eksiksiz girdikleri için bulmak hiç zor olmadı. Karşınızda Güzin Pıhtılı ve ilanda adı geçen tez konusu.


İnşaat Bölümüne alınacak isim haberlere konu olan fizikçi-kanserci-mimar arkadaşla aynı soyadını taşıyan Murat Korunur. Aşağıdaki Murat'ın ilana hiç çekinmeden eksiksizce yazılmış tez konusu


Çok devasa rastlantı eseri fizikçi-kanserci-mimar Sibel Korunur (kızlık soyadıyla Zeydan) ve Murat Korunur (CV) Dicle Üniversitesi'nde araştırma görevlisi. Ultra süper bir başka rastlantıya göre ikisi de Fizik Bölümünde araştırma görevlisi. Bu kadarı olur. Bir de karı-koca çıkıyorlarmış. Vay be.

Meğersem karı-koca aynı üniversiteden aynı üniversiteye gitmek istemişler. Ayrı gayrı olmaz tabi. Evliler sonuçta. Bilim dediğin, akademi dediğin evli insanların rahatı için çalışmalı onları birbirinden arabayla sadece 5 saat uzaklıkta iki ayrı yerde öğretim görevlisi yapmamalıdır. Tabii. -delirdim-.

Hatta bu uğurda üniversite kadrosunu saçma sapan şekilde işgal etmeli, YÖK'e enayi gibi (**) saçma saçma ilanlar verdirmeli ve o kadroda gerçekten hakkı olan insanları ezip geçmeli, haberlere mimarlık fakültesine aranan kanser uzmanı olarak geçmeli, insanların diline düşmeli, akademi için bilim için onca uğraşan didinen insanları hiçe saymalı. Yine delirdim. Yüzsüzlük, hak çiğneme, istediğin gibi at koşturma, akademiyi ordan oraya istediğin gibi kocacığınla atanabileceğin memuriyet sanma hepsi var.

Hayır, bunun cezası da yok. Yani, en çok "la git doğru düzgün ilan ver" denilir üniversiteye. Bu kadroları talep eden ve yaratan kişilere bişey olmadı, olmuyor, olmaz. Kişiye özel ilan açmacılık o kadar çok oluyor ki, ancak mimarlığa alınan fizik doktoralı kanserci gibi saçmalığın daniskası göze batarsa eğer haberimiz oluyor. Kalanı, mutlu mesut. Çocuklar da başardık iyi okulları kazandık sansın. Hocaları aşağılık birer hilekar.


Önemli bir ekleme: Murat Korunur aynı zamanda intihal nedeniyle ArXiv'den 14 makalelesi çekilen biriymiş. Kaynak: http://arxiv.org/new/withdrawals.aug.07.html



(*): Yanlış bilmiyorsam tezler "zorunlu olarak" dışarıya açık olmadan sadece özetiyle yayınlanıyor. 2 yıl sonra yazar uğraşır didinirse tez tamamen erişime açık hale geliyor. Bu sebepten öğrencilerine aynı tezi farklı başlıklarla kopyalatan hocalar mevcut duyduğum kadarıyla.

(**): YÖK'ün çok mükemmel ve var olması gereken bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Madem atamalar YÖK üzerinden yapılıyor, adil olmalıdır diyorum.